O, belki her
akşam iş çıkışı tv karşısında yudumladığınız, belki de ağzınıza sürmediğiniz…
onu sevdiniz ya da nefret ettiniz. Onun adı ; “Alkol” ve ben onu, ondan
dinlemeye geldim.
1-Merhabalar. Öncelikle bu söyleşiyi kabul ettiğiniz için
teşekkür ederim.
Merhaba. Aslında,
benim hislerimi sormaya geldiğiniz için ben teşekkür ederim.
2-Aklımda onlarca soru var. Sizinle
tanışmak beni heyecanlandırdı. Ancak belirtmeden geçemeyeceğim, beklediğimden
daha sakin yaradılışlı buldum sizi.
Çekinme.”
Daha hınzır, şuh kahkahalar atan birini bekliyordum ama sıradanmışsın.” demek
istiyorsun. Sorun değil. Öyleyim. İnsanlar beni gözlerinde çok büyütüyor.
3- Büyütmek demeyelim de , kabul edin
sizinleyken yaşananlar pek sıradan ve sakin olaylar olmuyor.
Çünkü ben
onları serbest bırakıyorum. İdama mahkum birinin zincirlerini koparan keski
gibiyim ben.
4-Bunu biraz açar mısınız?
Ben,
insanların kendilerini aklamak için kullandıkları, sol omuzlarında oturup kötü
şeyler falan yapmalarını fısıldayan bir melek falan değilim. Tabiatım gereği,
hissettiklerini özgür bırakmalarına yardımcı oluyorum sadece.
Tek
yaptığım; onlara kendileri olmaları fırsatını tanımak. Var olmak dışında bir
amacım yok.
Neşeli,
efkarlı, sevişken, çığırtgan, şiddet yanlısı
ya da trafik canavarı olmaları onların suçu. Aslında oldukları şeyler bunlar.
Benimleyken göstermekten korkmuyorlar, korkmuyorsunuz olan bu.
5-Anladım. Demek istediğiniz şey, sizin
masum olduğunuz mu?
Kesinlikle.
Kimse tabiatı yüzünden suçlanamaz. Ben, olduğum halimle kimseye zarar
vermiyorum.
6-sizce insanlar neden içmek için
genelde dış mekanları seçer?
Çünkü benim
için gitmiyorlar. Yasakların dışındaki durumları kast ediyorum elbette. Bardaki
“yalnız adam/kadın” olmak bile öğrenilmiş bir rol, tipleme bana göre.
Sosyallik, çiftleşecek
birini bulmak, eğleniyor görünmek ve kabul görmek için. Sadece benim için
geliyor olsalardı, çok daha huzurlu olurduk.
7- Peki merak edilen bir başka konu;
sigara hakkında ne düşünüyorsunuz? En yakın arkadaşınız mı gerçekten?
Saçmalık.
Bunu okursa kalbi kırılır mı bilmiyorum ama dobralık benim işim. Sevdiğim biri.
Fakat şöyle bir algı var; birleşiyoruz ve insanları –onlar için- kötü şeylere
yönlendiriyoruz.
El ele verip
kötü adam kahkahaları atmıyoruz. Doğası gereği boğaz kurutan bir yapısı var,
benimse ıslatan. Fiziksel açıdan yakışmamızdan başka bir nedeni olamaz. Tamamen
demin bahsettiğim rollerle ilgili diye düşünüyorum. Şahsen sevdiğim biridir. O
ayrı.
8-Son zamanlarda Türkiye’deki “Alkol
dostunuz değildir.” İbaresi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Doğru.
Dostunuz da değilim, düşmanınız da.
9- Yasaklardan bahsettik. Artık Türkiye’de
akşam ondan sonra alınmanız yasak. Bu sizi durduruyor mu? Şöyle diyeyim, yasaklar
size sahneye çıkması yasaklanmış bir sanatçı gibi hissettirmiyor mu?
Yasaklar…( Gülüyor.)
tabiiki durdurmuyor. Bunlar, sadece uzaktan bakıp gülmeme neden oluyor.
Kimi ülkede
bir öcüyüm, kimindeyse festivallerim var. Nasıl desem, ben çok yaşlı biriyim.
Yüzlerce yıldır o kadar farklı muamelelere maruz kaldım ki , artık hiçbir şey beni şaşırtmıyor.
Kiliseye bile
gidiyorum. Ne desem ki, bazen şımarıyorum bu kadar ilgilenildiğime. Ama bir
yandan da üzülüyorum. Kana karışmadıktan sonra varlığım anlam kazanmıyor
sonuçta.
10-Suçlunun her daim insanlar
olduğunu çıkarabilir miyiz bundan?
Ben
insanların –doğru tabirse eğer- kötü tabiatlı olduğuna inanıyorum. Asla
sorumluluk almaktan hoşlanmıyorsunuz. Zimbardo ‘nun deneylerini duydunuz mu?
Gazeteci adayı olarak duymuş olmanız lazım çünkü. Bazen üniformalara, bazen
kapitalizme, bazense bana atıyorsunuz sorumluluğu. Aslında yönetim tamamen
elinizde. Anlatabiliyor muyum?
Kendi
kendinize ahlak kuralları koyup, kendi kendinize yıkıyorsunuz. Cesaret verdim
diye de suçlu ben oluyorum. LSD de Jimi Hendrix’ e ilham verdi. Kimse bunu
takdir ediyor mu peki?
11- Haklısınız. Biraz bencil
canlılarız sanırım.
Biraz mı?
Burada söyleşi yapan sen bile beş yaşında olanlar için beni suçlayıp durmadın
mı? Şimdiyse günah çıkarıyorsun. İlk değilsin, son da.
12- Aydınlandım diyelim.
Senin adına
sevindim çocuk. Hayatlarınızın sorumlusu ben değilim.
13- Son olarak geldiğiniz için
teşekkür ederim.
Ben gelmedim
ki, sen bana geldin; tüm insanlar gibi.