30 Ekim 2018 Salı

Fizik Tedavinin İlk Günü


  Moraliniz bozuk olduğunda alışveriş sitelerinde ya da sosyal medyada gezmek yerine emlak sayfalarında dolaşıyorsanız bir durup bakmak lazım. Kombinlerden çok fayansları önemsemenize neden olacak ne olmuş olabilir? Niyetim kimsenin kalbini kırmak değil ancak yuva arayışı maalesef yalnızca evsizlere ya da ailesiz büyüyen çocuklara özgü değil. 
Çünkü tek başınıza özgür yaşayacağınız ve kimsenin sorun çıkaramayacağını sandığınız yaşlarda, hala ailenizin evinde kalbinizi mahalle düğünündeki davul gibi attıracak olaylar yaşanmaktadır ve bu artık o kadar klişedir ki üzülmek bile zaman kaybıdır. İçmeye çıkmak ya da ağlamak su ve para kaybıdır.  Ayaklarımı hissetmediğim günleri özlemiyorum demiyorum ama üstlerinde durabilmek için onlara ihtiyacım var.  Ha bir de cüzdanıma.
 Yalnızca yazarak hayatımı geçirebileceğimi sandığım masum günlerim geride kalmış olsa da hala iyimser olduğum bazı işler var. Sadece geleceğimi düşünüp kalbimin halay çekmesine engel olmaya çalışıyorum. Nefes all nefes ver.. huh.. esne.. 
Lastiklerin asfaltı yaktığı ilham dolu günler geride kaldı beynimde ama hiç bir zaman karamsar değilim. Emlak sayfalarında avunuyorum ve hayaller kuruyorum. içinde oksijenin asla bitmediği ve paranormal korkularım dışında kimsenin olmadığı yuvam. Neden karamsar olayım ki değil mi ama? Ayrıca delirmeyin evde müzmin bekar olup sonsuza dek yalnız yaşamayı falan düşünmedim. Sadece kuralları ben koyuyorum ve yerlisi benim. 
O gün gelene kadar, kendimi evde hissedene kadar ağaçların arasında olmak istiyorum. Disneyland prensesleri gibi kuşlar üstümü örtsün. Tavşanlarla koşayım. Bir eli tutayım. Sonra da eve gidip çay içelim işte. Kurtarılmayı beklemeden. Yürüyerek. Çam kokarak, güneşte gözlerimiz parlayarak. Önceki geceden kalmış kırık aynalar, tabaklar olmasın. birbirimizden utanmayalım, yapmacık tesellilerimizden. Kahvaltıda suskunluk denen on tonluk şişko bizimle oturmasın hiç. 
  Fayansları da hallederim sonra nasılsa.