18 Aralık 2016 Pazar

Cennetten Kovulmak



  İnsan bazen hatalar yapar.  Kendini bir yere ait hissetmek gibi. Böyle bir yer varmış gibi… sonunda evi bulmuş gibi. Aile içinde kalma hissi. Cennetten kovulmak bu olsa gerek. Ait olduğunu sandığın şeyin sunulması ve sonra oradan okkalı bir tekmeyle atılmak.
Yalnızlık demiştim ya hani, sen de; “Beklentiyi düşür” demiştin. Ben; “Buradayım” dersin sanmıştım. Demedin. Çünkü burada olmaktan çok korkuyordun. Olma. Cennetten bir kere kovulur insan. Üstelik de davetiyeyle alınmıştım. Boş versene  benim için hiçbir hayal kırıklığı yeni değil. Bilirsin, asla ölmem. Evsiz amcanın dediği gibi anka kuşu değilim ama. Daha ziyade hamam böceği gibi ölmem. Pislik içinde, sevilmeyerek ama dayanıklı. Elbette bir gün biri kafama basacak.
Şimdi, ciğerlerim sökülürken ve dünyanın en güzel tek kalma, yalnızlıktan farklı bir şey o, yolu olan sigaradan bile fersah fersah uzakken, yalnızca iki tuvaletin ve duşun kullanıma açık olduğu, temizlerse elbette, kırk tane kadınla aynı katı paylaştığım bu bok çukurunda hala yeni mikroplar bulup hasta olmayı başarıyor olmam ilginç değil mi? Tavana bakıp arabesk dinlemek isterdim ama odada tüttüremem, ciğerlerim ölü, mataram boş, yeterince erken yaşlandım ve tavanımda sen varsın.    Yani bu gece her şey biraz arabesk ve şifreli Cine 5 tadında ama zaten o kanalda da bi halt döndüğü yoktu.
Şu halime bakıp suratımı ezmek istiyorum. Çok güzel, mutlu. İnanmaya korkmuş ama inanmış. Aynada onu görmeyi sevmiştim ama bu fotoğrafta elinde çay bardağı içindeki şarapla gülümseyen kızı hiç tanımıyorum.
  Bazen nedenini anlamadığım şeyler için çalışıyorum. Bir bakıyorum oradan oraya koşuyorum, yabancıların evlerindeyim ve bana yakınlarımdan iyi davranıyorlar. Bu beni kahrediyor. Suratıma tükür lanet olası demek istiyorum. İyi davranman için gerçek bir nedenin bile yok. Sonra alışırım ve bir sifon da sen çekersin.
Çünkü ben arsız bir böceğim ve asla orda olmaktan korkmazdım.