14 Kasım 2014 Cuma

Sen Yoksun

                Her halini gördüm senin. Her bakışını biliyorum. Gözlerinin içine bakarak ne hisettiğini anlayabiliyorum. Kızgın bakışını, hüzünlü bakışını, sevgi dolu bakışını ve aşık bakışını...

                Gel gör ki; sen yoksun.

                Güneş doğuyor. Yeni bir gün başlayacak. Sabah olacak, alnından öperek kalkacağım yataktan; balkondaki daktilomun başına geçeceğim. Uyanır uyanmaz yanıma gelip, yanaklarımdan öperek tüm sevgini hissetireceksin bana. Uykudan yeni uyanmış yüzüne, gözlerine, yanaklarına, kulaklarına aşk türküleri söyleyeceğim. Günaydın hayatım, günaydın sevgilim...

                Gel gör ki; sen yoksun.

                Eve geldiğimde, daha kapıdayken alacağım o huzur dolu kokunu. İçeri girip sarılacağım beline. Yemek yeyip, günümüzü anlatacağız birbirimize. Her gün aynı şeyleri yapmış olsak bile, birbirimizi sıkılmadan dinleyeceğiz. Her gün aynı şeyleri yapmış olsan bile, ben seni sıkılmadan dinleyeceğim. Her zamanki merakımla, ve her zamanki ilgimle ve her zamanki aşkımla bakacağım yüzüne. Tüm sıkıntılarımı bir gülüşünle unutacağım. Her gün olduğu gibi; yine, yeniden aşık olacağım sana.

                Gel gör ki; sen yoksun.


                ...


                Sabah oluyor, öğlen oluyor. Yastığının boşluğundaki sigaramı alıp yakıyorum. Eskiden telefonunu koyduğun yere, önceki geceden koyup unuttuğum viski şişesini alıp kafama dikiyorum. Balkona çıkıyorum, daktilomun başına. Yazamıyorum. Gözüm balkon kapısında. Gözüm yatak odasından balkona uzanan yolda. Belki hala buradasındır, belki de o araba başka birine çarpmıştır diye alçak bir umutla bekliyorum seni. Yine gelir de yanaklarımdan öpersin belki diye. Saatler geçiyor. Bir paket, iki paket... Bir şişe, iki şişe... Gözüm yolunda. Gel de gün aydın olsun hayatım, gel de gün aydın olsun sevgilim.

                Gel gör ki; sen yoksun...



Yaza Mazar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder