9 Eylül 2017 Cumartesi

Bahar

                Ceket giymeye başladığın ilk bahar günü gibi. Yeterince soğuk değil, rahat edemiyorsun üzerindekiyle ve sokaktaki tek ceketli insan sensin. Bir esinti geliyor sonra, hala ceketini yanına aldığına memnun kalamıyorsun. Gecenin ilerleyen saatlerinde bastırıyor soğuk, sonra. Herkes evlerine kaçıyor, sahildeki kalabalık bir bir azalıyor, kafelerin masaları toplanmaya başlıyor. Tek sen varsın o soğukta, ve ceketin...

                Sigaraya başladığın ilk bahar günü gibi. Sürekli çakmak arıyorsun ceplerinde, her zaman en son baktığın cebinden çıkıyor. Yakıyorsun sigaranı ve bir tat alamıyorsun aslında ve içmeye devam ediyorsun ve ciğerlerin bekaretini kaybediyor.

                Aşık olduğun ilk bahar günü gibi. Çiçeklerin renklerine ve isimlerine önem vermeye başlıyorsun birdenbire. Radyoda çalan şarkıların sözlerine daha bir dikkat etmeye başlıyorsun. Güneşi izliyorsun; en serin, en sıcak yeri bulmaya çalışıyorsun. Denize bakıyorsun, ne anlattığını anlamaya çalışıyorsun. Karşındaki güzelin önemini kavramaya başladığın için şaşırıyorsun.

                Sigarayı bıraktığın ilk bahar günü gibi. En ufak olay sağ cebine götürüyor elini; çakmağı çıkarıyorsun, sigara bulamıyorsun. Geriliyorsun bazen, geçmesini bekliyorsun. Kafanı dağıtmaya çalışıyorsun, birden geçmişin çıkıyor karşına ve tekrar bir sigara yakıyorsun ve bir daha ve bir daha... Ciğerlerin ihaneti öğreniyor.

                Ceket giymeyi bıraktığın ilk bahar günü gibi. Her şey daha renkli, her şey daha sıcak. Çıkıyorsun sokaklara; gündüze, geceye, her şeye sahip olmak istiyorsun. Batan güneşe hayran kalıyorsun. Herkes dışarıda; kimisi kilo verme derdinde, kimisi havanın tadını çıkarıyor, kimisi aşık olmuş ve sevgisini gösteriyor yanındaki insana.

                Karşılaştığımız ilk bahar günü gibi. Bunların hepsi birdenbire oluyor.


Yaza Mazar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder