13 Ocak 2015 Salı

Halka Açık


Kamu malı otobüsten inip kamu malı yatağıma doğru ilerledim. Başımı kamu malı bir cama yaslamıştım yolda.Alnımın izi titreyen camda kalmıştı. Kamuya bir iz bırakmıştım. Elimde yine kamu malı kitaplar vardı.

  Bu kitaplar, insanlar sırayla sırayla okunsun diyeydi. Bu otobüs sırayla binsinler ve bu yatak sırayla uyusunlar diye. Uyuyordum ben de. Bir kaç yıl daha bendim o malın kamusu.

  Neredeyse  hiç bir şey benim değildi. Ama önemi yok. Zaten ben de benim değildim.
Bedenim de kamu malıydı. Bana, yine benim olmayan şeyleri kullanabilmem için para veriyorlardı. Ben de onlara saatlerimi, beden gücümü. Zekamı, fikrimi,hayatımı.

 Benim olmayan şeylere azıcık daha fazla dokunayım diye izin veriyordum, patronun depoda kalçamı sıkıştırmasına.
Yoksa kovulurdum. Sokaklara düşerdim. Şu üşüyen köpek gibi. Köpek gibi hasta olurdum. Kamu malı bankta, parkta ve kaldırımda yatardım.Sonra beni kovarlardı. Bedenim bende kalsın istediğim için.
  E bu kadar halka açık yerde kalınca, büsbütün halka açık da sanılabilirdim.O hepten beter olurdu.
Ve bazen tıkanırdım, düşerdim,ölürdüm .Dövülürdüm. Ellerinde olurdu tüm bunlar, gözlerinde.
Fakat komu, bunları hiç bilmezdi. Çünkü ben halka açık bir kullanım alanıydım...


                                                                                                                        Bukalemun

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder