12 Ocak 2015 Pazartesi

Yağmurda Dans

                Son bir şans diye çıkıyorsun evden, yağmur nasılsa az yağıyor diyorsun, bugüne kadar hiç şemsiye kullanmadım zaten. Dört kilometre yolu, yürüyerek, koşarak bitiriyorsun. Yol boyunca gereksiz insanlarla muhattap olmak zorunda kalıyorsun.

"Pardon, en güzel müzik nerede acaba?"

                Yağmur hızlanıyor, sen de hızlanıyorsun. Islanma korkusuyla değil ama. Geç kalacaksın hızlanmazsan. En az yağmur kadar hızlı olmalısın ki; aradığın o güzel müziğe yetişebilesin.

                Dakikalar yağmur damlaları gibi akıp gidiyor, sonunda aradığın müziği buluyorsun. Bu son şansın dans edebilmek için. Son şansın kendini gösterebilmek için. Son şansın her şeyi düzeltebilmek için.

                Aradığın o güzel müzik, yağmurun sesini bastırmaya çalışıyor. Ses dalgalarıyla yağmur damlaları savaşıyor, sen hiçbir şeye aldırış etmeden dans etmeye başlıyorsun. Tek başınasın. Kimin umrunda ki... Güzel müzik bitmek üzere, son notalar biraz sonra basılacak, o güzel akoru son kez duyacaksın. Daha iyi dans etmen gerekiyor. Aşkı tekrar yaşamak istiyorsan, daha güzel dans etmelisin.

                Yağmur o kadar hızlanıyor ki, beklediğin o son akoru bile duyamıyorsun. Müzik bitiyor ve sen ortada kalıyorsun. Islanmak yine umrunda değil, zaten yeterince ıslanmışsın. Senin derdin dans edebildiğini görmek. Bir işaret bekliyorsun. Bir işaret gelsin ve güzel dans ettiğimi anlayayım diyorsun. Gelen tek işaret, lüks bir dört çarpı dördün seni çamura boğması oluyor. Henüz ıslanmamış bir sigara yakıyorsun ve düşünüyorsun:


"Neyse, hiç yeteneğim yoktu zaten."




Yaza Mazar

1 yorum:

  1. nymphomaniac filmindeki 3 adam 3 ton sahnesini hatırlattı bana...çok güzel

    YanıtlaSil