17 Ocak 2015 Cumartesi

Tebeşir Tozu


Yağmurlu bir gün, nemli bir ilkokul sınıfı.
  Atatürk, İstiklal Marşı' yla, Gençliğe Hitabe' nin üstünden kürklü mantosuyla bakıyor. Bu fotoğraf sadece müdürlerin odasında olur sanırdım.

Kısa kazağımın kollarından görünen bileklerim soğuktan kızarmış. Parmaklarım kurbağa parmağı gibi. Botlarım bana büyük. Yere değmiyorlar, sıradan aşağı doğru sallanıyorlar ağır ağır.

Bugün öğretmen bize çok bağırdı. Ben hiç üstüme alınmadım. Hiç konuşmamıştım çünkü. Kalın örgülerimin uçlarındaki tokalarımla oynamıştım. Annem saçlarımı hep ıslata ıslata tarardı.

Dün pazar olduğu için herkes biraz temizdi. sınıf beyaz sabun gibi kokuyordu. Sarıldığımda karnına geldiğim öğretmenimse erkek parfümü.

Sınıfları neden hep bu soluk yeşile boyarlar? Beni mutsuz ediyor. Atatürk'e baktım.Çarpım tablosundan korktuğum için bana kızgın gibi bakıyordu. Ama ben 2.sınıftan sonra  hiç sevmedim ki matematiği.

 Çocuklar ilk kez bu kadar sessizdi. "Keşke hep böyle olsalar." dedim içimden. Kitap okuma saatiydi.
Öğretmen;" Bilmediğiniz kelimeleri sorun bana." demişti. Çok şey vardı bilmediğim. Sahi, bu fotoğraf sadece müdürlerin odasında olmaz mı? 

                                                                                                                       Bukalemun

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder