8 Şubat 2015 Pazar

Gel Yalnızlığıma

                Mutluyum bu aralar. Havam, keyfim yerinde. Dostlarım, sevdiklerim, ihtiyaç duyacabileceğim herkes yanımda. 'Bir tek sen eksiksin.' diyebileceğim biri de yok, ne gönlümde, ne de aklımın bir köşesinde. Sahip olmak isteyebileceğim her şeye sahibim. Şu an gelip dünyayı sana vereceğiz deseler, gayet umursamaz bir tavırla reddederim her şeyi. Onların olsun bu dünya. Benim dünyam şu an etrafımda.

                Büyük bir yalnızlık çektim ben. Haftalarım, aylarım yalnızlıkla geçti ve sonunda anlattığım huzuru buldum. Bu huzur için o kadar çok bekledim ki; anlatmaya kalksam okurken sıkılırsınız. Kışın sabahı bekleyen evsiz gibi bekledim bu günleri, soğuk bir yalnızlığın içinde. Bugüne gelene kadar çok yıprandım. Yalnızlıktan emekli olunsa, otuz beş yıl yıpranma payı alırdım.

                Gülüyorum, eğleniyorum... yalan değil bunlar. Ama aklımdan yine bir sürü şey geçiyor. Çok değil, iki yüz saat sonra tekrar yapayalnız bir adam olacağım. İki yüz saat sonra, beni kanatlarıyla yukarıya taşıyan sevdiklerim bir anda gidecek ve ben yine aşağıya, üzerinde kocaman harflerle YALNIZLIK yazan beton zemine çarpacağım. Öyle sert çarpacağım ki yere; YALNIZLIK kelimesindeki harflerin bütün boşluklarına mutluluğum akacak. Bu kadar bekleyip biriktirdiğim mutluluğum, sadece dokuz harfin içini dolduracak ve ben soğuk betonda YALNIZLIK tarafından bile terk edilmiş bir şekilde oturacağım.

                Belki diyorum, bir ihtimal. Gelir de doldurursun bu boşluğu. Gelip kazırsın YALNIZLIK üzerindeki mutluluğumu ve tekrar yerleştirirsin kalbimin içine. Belki biraz aşk koyarsın, ne bileyim. Yaratıcısındır sen, halimden de anlarsın üstelik. Seni farklı yapan en önemli şeyin de budur belki; beni anlaman. Gelenler hep gidenler oldu; hiçbiri beni anlamadı çünkü.


                Şimdi sen gel, anlamazsan anlatırım.




Yaza Mazar

1 yorum:

  1. 3.paragraf çok iyi.bir kaç eski söyleyşe modifiye yapsan harıka olur

    YanıtlaSil